Why Nostr? What is Njump?
2024-09-19 15:46:05

Kaan on Nostr: Özgürlükçü (mülkiyetçi) bir topluluğun gerektirdiği antlaşmayı sürdürme ...


Özgürlükçü (mülkiyetçi) bir topluluğun gerektirdiği antlaşmayı sürdürme görevi her şeyden önce mülk sahibine aittir. Ancak o tek bir kişidir ve bu görevini, ilgili topluluğun üyelerinin çoğunluğu tarafından desteklenmediği sürece başarması mümkün değildir. Özellikle de mülk sahibinin, topluluğun seçkinlerinin, yani topluluğa en çok katkıda bulunan hane halkı reislerinin ve işletmelerin desteğine ihtiyacı vardır. Mülklerinin ve yatırımlarının değerini korumak ve mümkünse artırmak için hem mülk sahibi hem de topluluk seçkinleri iki tür koruyucu önlem almaya istekli ve hazır olmalıdır. İlk olarak, dış işgalcilere ve iç suçlulara karşı fiziksel güç ve ceza yoluyla kendilerini savunmaya istekli olmalılardır. Ancak ikinci ve aynı derecede önemli olarak da, antlaşmanın amacı olan mülkiyeti ve aileyi korumakla bağdaşmayan eylemleri savunan, bunların reklamını yapan ya da propagandasını yapan topluluk üyelerine karşı dışlama, ilişki ve etkileşimde bulunmama ve nihayetinde sürgün yoluyla kendilerini savunmaya istekli olmalılardır.

Bu bağlamda bir topluluk her zaman eşitlikçilik ve kültürel görececilik gibi birbiriyle bağlantılı çifte tehditle karşı karşıyadır. Eşitlikçilik, her form ve surette, özel mülkiyet fikrine aykırıdır. Özel mülkiyet münhasırlık [dışlayıcılık], eşitsizlik ve ayrımı beraberinde getirir. Kültürel görececilik ise ailelerin ve nesiller arası akrabalık ilişkilerinin temel -hatta kurucu- olgusuyla asla bağdaşmaz. Aileler ve akrabalık ilişkileri kültürel mutlakiyetçiliği içerir. Sosyo-psikolojik bir gerçek olarak, hem eşitlikçi hem de görececi duygusallıklar yeni nesil adölesanlar [ergenler] arasında sürekli destek bulmaktadır. Henüz tamamlanmamış zihinsel gelişimleri nedeniyle bu yeniyetmeler, özellikle de erkek olanları, her iki düşünce akımına da her zaman kolaylıkla kapılmaya yatkındır. Adölesanlık döneminde, gençlerin aile hayatı ve ebeveyn otoritesi tarafından kendilerine dayatılan disipline karşı düzenli (ve bu aşama için olağan) isyan patlamaları görülür. Kültürel görececilik ve multikültüralizm [çok-kültürlülük], bu kısıtlamalardan kurtulmanın ideolojik araçlarını sağlar. Mülkiyetin bireysel olarak sahiplenilip üretilmesinden (ve dolayısıyla adil bir şekilde, yani kişisel üretkenliğe göre dağılımından) ziyade “baştan verili ve belirli” olduğu (ve dolayısıyla keyfî olarak dağıtıldığı) şeklindeki çocuksu görüşe dayanan eşitlikçilik ise, isyankâr gençlerin ailelerin disiplin çerçevesinden azade ve bu çerçevenin dışında bir yaşam için gerekli olan iktisadi kaynaklar ve araçlar üzerinde hak iddia edebilmelerinin entelektüel zeminini sağlar.

Hans-Hermann Hoppe, Democracy: The God That Failed (2001)
Author Public Key
npub1asyasvv6vhkuk44ttczsz2v0xvp3c6ze9xqrg9n97n6mkskgpnjqmdugs9